23 Nisan 2012 Pazartesi

Ortadoğu'nun deprem haritası çıkarılacak

Türkiye'nin liderliğinde, Orta Doğu bölgesinin deprem tehlike haritaları çıkarılacak.

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün öncülüğünde, Orta Doğu ve Kafkaslar bölgesindeki deprem tehlikesi ve riskinin belirlenmesi amacıyla Orta Doğu Bölgesi Deprem Modeli (EMME) Projesi başlatıldı.

Koordinatörlüğü Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile Zürih'teki İsviçre Federal Institute of Techology tarafından yürütülen proje, bölgede deprem risklerinin en aza indirilmesini ve bu konuda duyarlılık sağlanmasını amaçlıyor.

Bölgede deprem riskinin azaltılmasına yönelik kentsel deprem senaryoları hazırlanmasını hedefleyen proje kapsamında, İran'da Meşhed, Pakistan'da Karaçi, Gürcistan'da Tiflis, Ermenistan'da Erivan ve Ürdün'de İrbid kentlerinin deprem senaryoları geliştirilecek. Bölgenin sınır gözetmeksizin çıkarılacak deprem tehlike haritaları, AB'nin SHARE Projesi kapsamında hazırlanmakta olan Pan-Avrupa deprem tehlikesi haritası ile birleştirilecek.

BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Doğan Kalafat, deprem açısından Alp-Himalaya'nın dünyanın en aktif kuşaklarından biri olduğuna işaret ederek, bu kapsamda Akdeniz, Türkiye, İran, Pakistan ve yakın çevresindeki ülkelerde deprem tehlikesinin boyutunun bilindiğini ve bu coğrafyada her yıl büyük depremler olduğunu anlattı.

Kalafat, söz konusu kuşak üzerinde yer alan ülkeler ve özellikle önemli kentlerin deprem riski altında bulunduğuna dikkati çekerek, EMME Projesi ile deprem risklerinin en aza indirilmesi ve bu konuda duyarlılık sağlanmasının hedeflendiğini kaydetti.

OECD tarafından desteklenen Küresel Deprem Modeli uluslararası projesinin bir bölgesel uygulaması olan EMME'nin, Orta Doğu ve Kafkas bölgesinin deprem tehlikesi ve riskinin belirlenmesini amaçladığını kaydeden Kalafat, projede Türkiye'den Boğaziçi'nin yanı sıra ODTÜ ve Sakarya Üniversitesi öğretim üyeleri ile bölge ülkelerinin ilgili kurumlarının yer aldığını bildirdi.

Deprem senaryoları

Doğan Kalafat, projenin genel hedeflerini, “Tüm Orta Doğu ve Kafkas bölgesinin deprem tehlikesinin mümkün olan en yüksek standartlarla belirlenmesi, bölgedeki deprem riskinin ve gelecekte meydana gelebilecek mal ve can kayıplarının belirlenerek bu riskin ve olası kayıpların azaltılmasına yönelik faaliyetlerin belirlenmesi, deprem riski bilgisinin doğru, açık ve şeffaf bir şekilde son kullanıcılara sunulması, bölgedeki yerel bilgi birikiminin küresel kapsamda değerledirilmesinin sağlanması ve bölgede konu ile ilgili bilgi birikimi ve yaygınlığının arttırılması” şeklinde açıkladı.

Çalışma için İran, Pakistan, Ürdün, Lübnan, Kıbrıs, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan ile birlikte çalışıldığını bildiren Kalafat, proje kapsamında tüm EMME bölgesinin deprem tehlike haritalarının (sınır gözetmeksizin) hazırlanacağını ve AB'nin SHARE Projesi kapsamında hazırlanmakta olan Pan-Avrupa deprem tehlikesi haritası ile birleştirileceğini söyledi.

Türkiye'nin bu çalışmalarda lider rolü oynadığını ifade eden Kalafat, projenin önemli hedeflerinden birisinin de bölgede deprem riskinin azaltılmasına yönelik olarak kentsel deprem senaryolarının hazırlanması olduğunu, bu amaca yönelik olarak Meşhed, Karaçi, Tiflis, Erivan ve İrbid kentlerinin deprem senaryolarının geliştirileceğini duyurdu.

ELER yazılımı

UDİM Müdürü Kalafat, hem ülke hem de kent bazında deprem riski belirleme çalışmalarında Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiş ELER yazılımı kullanıldığını, Avrupa-Akdeniz bölgesindeki deprem kayıp tahminlerinin gerek depremlerin hemen ardından süratle gerekse olası deprem senaryoları için yapılmasını mümkün kılan ELER yazılımının AB 6. Çerçeve NERIES Projesi kapsamında KRDAE tarafından 2009'de gerçekleştirildiğini anlattı.

Yazılımın, deprem kaynak parametrelerinden başlayarak önce deprem yer hareketini yüzey jeolojisini göz önünde bulundurarak belirlediğini, daha sonra bu yer hareketine maruz kalan bina envanterinde oluşacak hasarları, dolaylı can ve mal kayıplarını bu bina envanterinin kırılganlıklarını kullanarak tahmin ettiğini belirten Kalafat, yazılıma girdi teşkil eden verilerin niteliğine bağlı olarak bu tahminlerin hata sınırlarının değiştiğini söyledi.

Kalafat, halen İtalya, Yunanistan, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Ürdün, Lübnan, İran ve Pakistan'da uygulamaları olan bu yazılımın KRDAE tarafından her bir deprem sonrasında oluşan şiddet dağılımlarının, büyük depremlerden sonra bina hasarlarının ve sosyo-ekonomik kayıpların tahmininde kullanıldığını söyledi.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa