10 Temmuz 2012 Salı

Orhun alfabesi İlk buluntular ve çözülmesi

İlk buluntular ve çözülmesi

Orhun alfabesinden günümüze kalan en büyük kalıntılar olan Göktürkler döneminde dikilen yazıtların çözülüp değerlendirilmeleri ancak 19. yüzyıl sonunda gerçekleşebilmiştir. Bu yazıtlardan ilk bulunanları Yenisey Irmağı boyundakilerdir. 1889'da ise Orhun Yazıtları denilen iki büyük yazıt daha ortaya çıkarılmıştır. Bunların öteki yazıtlardan farklı olarak arka yüzlerinde Çince metinler bulunuyordu. Bu yazıtlar 1893'te Danimarkalı Türkolog Vilhelm Thomsen tarafından çözülmüş ve böylece, bu yazıtların Kültigin ve Bilge Kağan tarafından diktirilmiş oldukları, bu yazının Göktürklere özgü bir alfabe olduğu ve bu dilin de Eski Türkçe'nin bir lehçesi olduğunu ortaya çıkarılmıştır. Günümüzde, gün geçtikçe Asya’da bu yazı sistemiyle yazılmış yeni Türk yazıtları ortaya çıkarılmakta ise de en tanınmış Türk yazıtları hala Orhun Vadisinde, Yenisey ve Yedisu bölgesindekilerdir.
Tarihsel kullanımı

En eski örnek, Kazakistan'da Sakalara ait olduğu düşünülen Esik Kurganı'nda bulunan ve M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen[1] bir gümüş tabağın üzerindeki iki satırlık yazıda görülmektedir. Bundan sonraki en eski örneği ise Orhun mezar külliyesindeki anıtların dikilişinden iki yüzyıl önce Yenisey'deki anıtlarda görülür.[kaynak belirtilmeli] Soğdiyan alfabesi, Pahlavi alfabesi ve Karosthi alfabesinden esinlenilerek icad edilen[2] ve Sakalar, Hunlar, Gök Türkler, Uygurlar, Kırgızlar[kaynak belirtilmeli] tarafından doğduğu coğrafyada kullanılan Orhun yazısı, bazı Türk boylarınca Avrupa'ya da taşınmıştır. Hatta 16. yüzyıla kadar Macaristan'da Sekeller arasında kullanıldığı bilinmektedir.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa