6 Mayıs 2012 Pazar

BLOG YAZARLIĞI VE İNTERNET ÜZERİNE

Yalnız iki antremana çıkılmış basketbol kursu; Sadece üç kez alınmış perküsyon özel dersi; Aylık, kimi zaman üç aylık abone olunup, çok çok iki defa kapısından içeri girilmiş spor salonu; Bir hevesle başlanmış, iki yazıdan sonra internet çöplüğünde ölüme terkedilmiş sayısız blog...

Elimi atıp da, yalnızca değmekle yetindiğim işlerin listesi böyle uzar gider. Nihayet bu blog olayının, hem pes etme konusundaki istikrarıyla dudak ısırtan irademin gönlünü eğleyen, hem de bu sırada cebime hiç ilişmeyen bir nitelik taşıdığını keşfettiğimde, tüm maymun iştahımla bu alana yönelmiştim.

Bazen öyle kısa ömürlü oldu ki açtığım blog, yazılara, üzerine inşa edeceğim şablonu bulmaya ayırdığım vakit kadar heves edip önem vermedim. Üç, bilemedin dört yazıda sıkıldım, vazgeçtim. Bazen daha uzun ömürlü oldu. Uzun ömürlü dediysem, yayın macerası en fazla iki ay sürenleri kastediyorum. (Gerçi bu seferki biraz daha uzun sürdü.)

Kapattığınız her blog, bir anlamda entellektüel intiharınızdır. Çünkü her kapatma gerekçesi, yazdıklarınızın ve yazacaklarınızın ne size bir anlam ifade edecek olması, ne de başkalarının hayatında bir fark yaratacak olmasına ilişkin yitirdiğiniz cesarettir. Halbuki bilmezsiniz ki o cesaret de, ta en başta bir yanılsamadır.

İnternetin insanlara yaptığı en büyük kötülük bu işte... Twitter, Facebook, bloglar vasıtasıyla, insanlar kendi düşüncelerinin önem taşıdığı gibi saçma bir fikre kapıldılar yok yere. İnternet, insanlara adam yerine koyulacaları hayalini kurduran bir oyuncaktan başka nedir ki? Büyüklere oyuncak…

Nasıl ki erkek çocuk eline aldığı uzay mekiği maketi ile astronot olacağının düşünü kurar ve değil mi ki evcilik oynayan kız çocuğunun peşine düştüğü aslında kusursuz ailenin hayalidir; internet de bundan farklı değil. Büyüdükçe insan, ona ihtiyacı olan tek avuntuyu, bir gün adam yerine koyulacağı hayalini satar.

Birinin bir yerlerde internetin; bilgiye kolay erişim sunarmış gibi görünüp de, kimsenin bilgiye ulaşmaması için onların ilgisini sınırsız eğlence ve bedava porno ile dağıttığı sanal gerçeklik olarak tanımladığını duymuştum. Tıpkı hükümetlerin demokrasi vadedip milliyetçilik pompalaması, aydınlanma vadedip sırtlarını dine dayamaları gibi…

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa